30 Nisan 2014 Çarşamba

HALK HANGİ OYUN PLATFORMUNU TERCİH EDİYOR?


Bugüne kadar farklı platformlarda yapılan çalışmalar ile igili çeşitli haberleri sizinle paylaştık. Bu kez mikrofonlarımızı sokaktaki vatandaşa uzattık ve hangi oyun platformlarında oyun oynadıklarını sorduk.



Haber: Ahmet Turna

Kamera: Emre Baştuğ

22 Nisan 2014 Salı

TÜRKİYE'DEKİ İLK KONSOL OYUN GELİŞTİRİCİLERİ: NOWHERE STUDİOS


Nowhere Studios oyun geliştirme şirketi, Monochroma adlı oyun ile Türkiye’de ilk kez konsol platformuna oyun çıkarmaya hazırlanıyor


Monochroma oyunu demo görüntüsü
Yıllardır Personal Computer, Mobil Cihazlar ve çeşitli platformlara oyun geliştiren Türk oyun geliştiricileri, bu kez hedef büyülterek konsol platformuna da oyun çıkarmaya hazırlanıyor. Nowhere Studios oyun yapımcılarından Burak Tezateşer ile çıkaracakları oyun ve genel itibariyle konsol oyun geleneği hakkında konuştuk.

“Asıl hedefimiz Bilgisayara çıkarmaktı”

Monochroma adlı oyun ile ilgili bilgiler veren Tezateşer, oyunun asıl çıkacağı platformun Bilgisayarlar olacağını söyledi. Başarılı olunması durumunda hedef değiştireceklerini de belirten Burak Tezateşer, “Aslında oyunu geliştirme aşamasında iken hedefimiz Bilgisayar platformuna çıkarmaktı. Bu hedefimiz de sapma yok ama Xbox için de çalışmalarımız sürüyor. Büyük bir ihtimalle konsol platformunda da çıkartacağız.” ifadelerini kullandı.


“Tecrübeli insan kaynağı eksiğimiz var”

Bir oyunun sıkıntısız bir şekilde geliştirilme sürecindeki en önemli etkenlerden biri hiç kuşku yok ki tecrübeli insan kaynağı. Nowhere Stduios oyun yapımcılarından Burak Tezateşer de bu eksikliğin yaşandığını belirtti. Burak Tezateşer, “Oyun geliştirme anlamında tecrübemiz yoktu. Bu işi kendi çabalarımız sayesinde bireysel bir şekilde öğrenme yolunu tercih ettik çünkü bunu bize öğretecek insan kaynağı yoktu.  Aslında, Türkiye’de tecrübeli insan kaynağı da yok. Bu yüzden oyun geliştirme sürecinde bu tür tecrübe eksikliği bizi biraz yavaşlatıyor.” şeklinde konuştu.

“En büyük sıkıntı maddiyat”

Nowhere oyun yapımcısı - Burak Tezateşer
Türkiye’de büyük bir risk alıp konsol platformuna oyun çıkarma aşamasında olduklarını belirten Tezateşer, “En büyük sıkıntımız maddiyat. Konsolların bizden büyük beklentileri var. Biz de çok büyük bir risk aldık ve bu işe girmeye karar verdik. Ama sorarsanız şimdi ki aklım olsa hayatta böyle bir şeye kalkışmazdım. Bu denli maliyetli olacağını bilmiyorduk. Bununla beraber bahsettiğim gibi tecrübe eksikliğimiz de var tabii. Bizim basit olarak gördüğümüz 3 boyutlu bir oyun ya da bir Puzzle oyununun bile ciddi testing (Oyun çıkarılmadan önceki kontrol merkezi) aşamaları var.” dedi.

“Devlet desteği var”

Türkiye’de oyun geliştirmenin avantaj ve dezavantajlı yönlerinden de bahseden Burak Tezateşer, “Bence Türkiye’de oyun geliştirmenin en avantajlı yönü ucuz iş gücü olması. Yurt dışına gittiğimiz de gördük ki, San Francisco’da bizim ayırdığımız bütçelerin 3-4 katı var. Bunun dışında devlet desteği de var tabii. Dezavantaj olarak da şirketlerin tecrübeli elemanları elinde tutaması diyebiliriz. Bu bir oyunun geliştirilme aşamasında en önemli detaylardan biri bence.” şeklinde konuştu.




Haber: Ahmet Turna

Kamera: Emrah Topcu

16 Nisan 2014 Çarşamba

Reklam'dan Oyuna: Emir Arkman

Overdose Caffeine oyun geliştirme şirketinde yaratıcı yönetmenlik görevi yapan Emir Arkman ile Türkiye'deki mobil, konsol ve diğer oyun platformlarının gelişimi hakkında konuştuk.

Oyun sektöründe 7 senedir bulunan Emir Arkman, bu yıllar içerisinde 1 buçuk yıldır aktif olarak çalışıyor. Overdose Caffeine'de yaratıcı yönetmenlik görevini yapan Emir Arkman, oyun sektöründen önce Reklam alanında sanat yönetmenliği görevlerini de yaptı. Biz de oyun sektörüne giriş sürecini kendisinin ağzından dinledik.

"Tecrübeli bir ekibimiz var"
Oyun sektörüne girmeden önce Motomot adlı bir firması olduğunu belirten Arkman, "Motomot adlı bir firmam vardı. Sanatsal ve deneysel birtakım çalışmalar yapıyorduk. The Note adlı bir oyun çıkartmıştık ve arkadaşlarımız bize yeni bir teklif ile geldiler. Tüm bunların ardından Overdose Caffeine'e dahil olduk ve çalışmalarımızı burada sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı. Overdose Caffeine'nin mobil oyunculuk sisteminde önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Emir Arkman, "Bu firma mobil oyun ve çoklu oyunculuk (Multiplayer) sisteminde oldukça gelişmiş bir firma ve genellikle yurt dışı için çalışıyoruz. Bu yüzden Türkiye'de pek fazla duyulmadı. Mobil oyun sisteminde kendi teknolojisini üreten ve kullanan bir firmayız. Ayrıca, Adobe gibi büyük firmaların da desteğini alıyoruz. Bunların tamamının birleştiği nokta ise genç ve dinamik bir ekibiz ama kendi alanlarımızda hepimiz çok tecrübeliyiz." şeklinde konuştu.

Overdose Caffeine yaratıcı yönetmeni - Emir Arkman
"Mobil oyunlarda daha başarılıyız"
Akıllı telefonların dünya üzerinde göstermiş olduğu gelişim mobil oyun teknolojisini de farklı bir konuma getirdi. Türkiye'de hemen herkesin elinde bir akıllı telefon görmeniz mümkün. İnsanların evde, otobüs yolculuklarında hatta okullarda sıklıkla oyun oynadığına şahit olabilirsiniz. İşte bu durum  mobil oyun teknolojisi adına oyun geliştiren şirketlerin dikkatinden kaçmadı. Emir Arkman da bu sözleri doğrular nitelikte konuştu: Şuanda ismini veremeyeceğim bir proje için çalışıyoruz.Bir Japon firması ile anlaştık ve 10-12 ay sonra bu oyunu mobil olarak çıkartacağız. Tabii bunu yaparken inanılmaz bir gözlem ve insan eğilimini de ele alıyoruz. Anlaşma yaptığımız firma, insanların bir otobüs yolculuğunda hangi oyunu oynadıklarını, otobüsün neresinde daha fazla oynadığını bile araştırıyor. Biz de yapmak istediğimiz her şeyi mobil cihazlara yönelik yapmak istiyoruz çünkü bu alanlarda daha başarılıyız. Fakat şunu da belirtmem lazım diğer oyun platformları olan, konsollara ya da Pc (Personla Computer) 'lere de çıkardığımız oyunları aktarıyoruz.


"Mobil oyun sektöründe ileri seviyelerdeyiz"
 Dünya üzerinde mobil oyun oynayan ülkeler sıralamasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Overdose Caffeine'nin yaratıcı yönetmeni Emir Arkman da bu konu ile ilgili, "Mobil oyun için konuşacak olursak dünyada ilk sıralardayız. Mobil üzerinden oyun oynama anlamında inanılmaz bir gelişme kaydettik. Aynı zamanda oyun içinden bir şey satın alarak oyunu oynama anlamında da ilk sıralardayız. Örneğin, bir kullanıcı oyunu oynarken aynı zamanda kendini oyun içinde geliştireceğini savunduğu birtakım setler alıyor. Silah, kıyafet vs. gibi setler alarak hem oyunu geliştiren firma kazanıyor, aynı                       zamanda da oyuncu aktif olarak bir oyunun tüm olanaklarından faydalanıyor." ifadelerini kullandı.

"Konsol için oyun çıkarmak maliyetliydi"

Overdose Caffeine'nin çıkardığı bir oyun - Pocket Fleet
Türkiye'de konsol platformlarında oyun çıkamaması yıllardır tartışılır bir durum. Emir Arkman bu konu ile ilgili, "Konsol platformları çok maliyetliydi. Siz bir oyun çıkarmak için 25 bin Dolar'ı gözden çıkarmak durumundaydınız ya da bir oyunun lisansını almak için 20 bin Dolar harcamanız gerekiyordu. Fakat son yıllarda bu durum değişti. Unity adlı oyun motoru, konsollara daha ucuz bir şekilde oyun geliştirmeye imkan sağlıyor. Bu durum neticesinde Türkiye'de konsol platformu için oyun çıkaran şirket sayılarında artma görebiliriz." dedi.

"İnsanlarla etkileşim halindeyiz"
Çıkardıkları her oyun için oyun oynayan kesimin görüşlerini aldıklarını belirten Arkman sözlerini, "Geliştirdiğimiz her oyun için bizi takip edenlerin görüşlerini dikkate alıyoruz. Bu yüzden de her ay güncelleme yapıyoruz. Bazen bir hata yapabiliyoruz ve kullanıcılarımız bizi uyarıyor. Biz de hatalarımızı telafi ediyoruz ve onların istediği şekilde oyunlarımızı şekillendiriyoruz. Tamamen kullanıcıların isteğine göre de şekillenmiyor. Sonuçta işinde tecrübeli birçok kişi var. Fakat genel itibariyle insanlarla etkileşim halindeyiz diyebilirim." şeklinde bitirdi.



Haber ve Fotoğraflar: Ahmet Turna

9 Nisan 2014 Çarşamba

Bahçeşehir Üniversitesi oyun geliştiricileri: BUG


Türkiye’deki üniversitelere ‘oyun geliştirme’ adına öncülük eden ve ilk defa bir üniversite çatısı altında oyun geliştirme platform kuran BUG ve oyun sektörüne katkısı hakkında BUG’ın kurucu Güven Çatak ile konuştuk.

Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olmadan önce Türkiye’nin oyun sektörü anlamında en büyük dergileri olan Level ve Oyungezer dergilerinde yazılar yazan Güven Çatak, 2012 yılında kurdukları BUG oyun geliştirme platformunun da kurucusu.

“Eğitim etkinlikleri yapıyoruz”

BUG’ın genel anlamda eğitim altyapısı oluşturduğunu belirten Güven Çatak, “Eğitim alanına çok önem veriyoruz zaten eğitim altyapılı çalışıyoruz. Sektörleşme aşamasına geçene kadar yaşanılan en büyük sıkıntı nitelikli insan kaynağı. Biz bunun üstünde duruyoruz. Eğitsel birikimleri aktaran bir altyapı oluşturmak. Bununla da ilgili eğitim seminerleri ya da etkinlikleri yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

BUG'ın kurucusu - Güven Çatak
“BUG Türkiye’deki ilk oyun laboratuvarı”

Türkiye’de oyun laboratuvarı oluşturma ve bunu bir üniversite içerisinde gerçekleştirme adına BUG birçok oyun geliştiricisine öncülük ediyor. Bu konu hakkında da görüşlerini dile getiren Çatak, “Bunu üniversiteler adına gerçekleştirmek çok güç bir durum ama öncülük ettiğini söyleyebiliriz. Bunu şu şekilde ifade etmek gerekirse oyun laboratuvarı olma özelliği ve bunun bir üniversite içerisinde olma özellikleri BUG’ı öne çıkaran özellikler. Bu laboratuvarda bizim gerçekleştirmek istediğimiz şey oyun nedir bunu kurcalamak ya da kurcalarken, bozarken, yeniden yapılandırma aşamasına geçerken öğrenmek. Bizim başlıca amacımız bu.” Şeklinde konuştu.
Bahçeşehir Üniversitesi Galata Kampüsü'ndeki BUG laboratuvarı


“Birçok oyun etkinliği daveti alıyoruz”

Türkiye’de oyun oynayan kullanıcıların sayısı gün geçtikçe artıyor. Peki bu durum kullanıcıların oyun geliştirme aşamasına geçmesine ne denli yardımcı oluyor? BUG’daki katılımı da değerlendiren Güven Çatak sözlerine şu şekilde devam etti: “BUG’ın aslında kendine ait bir öğrenci grubu var. Bunun dışına pek çıkmıyoruz ama oyun etkinlikleri bazında konuşacak olursak birçok yerden davet alıyoruz. Örneğin, geçtiğimiz günlerde tam 500 kişilik bir oyun etkinliği daveti aldık. Bakıldığı zaman 500 katılımcının bir oyun etkinliğine katılması inanılmaz bir olay.  Ayrıca, ünlü bir telekomünikasyon  firması ile de sosyal sorumluluk projesi kapsamında bir etkinliğimiz var ve şuan hala devam ediyor. Çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek”.




Haber: Ahmet Turna
Kamera: Temel Emrah Topcu

2 Nisan 2014 Çarşamba

Medya'da oyun gezintisi: Oyungezer


Türkiye’de 2000’li yılların ortasından itibaren gelişim gösteren oyun sektöründe bu hafta, oyun sektörüne dolaylı yoldan katkı sağlamaya çalışan medya kısmını inceledik. Bu alanda, Oyungezer Editörlerinden Furkan Faruk Akıncı’nın görüşlerini aldık.

Oyungezer Dergisi
Faruk Akıncı, 1992 yılından beri aktif bir dergi okuyucusu ve daha sonrasında sıklıkla takip ettiği Level dergisinde çalışma fırsatı bulmuş. Günümüzde Oyungezer dergisinin editörlüğünü yapıyor. Faruk Akıncı, Türkiye’de oyun sektörünü ele alan medya ile ilgili şunları ifade ederek sözlerine başladı: “Ben bir oyun medyası tüketicisiyim. Bu işlerle yaklaşık 22 yıldır ilgiliyim. İlk yıllarda okur olarak sıkı bir takipçiyken daha sonra sıkı bir okuyucusu olduğum Level dergisinde yazma fırsatı buldum. Eğer Türkiye’deki oyun dergileri hakkında konuşacak olursak kesinlikle şunu belirtmeliyim ki bu tür dergiler Türk gençliği için çok önemli bir yere sahip. Bunun başlıca nedenlerinden biri de oyun dergilerinin alternatif bir kültür oluşturmasıdır. Bilim Kurgu ve Fantastik Edebiyat gibi türlerin okuyuculara bu tür oyun dergileri tarafından yansıtıldığı düşüncesindeyim. Günümüzde, oyun dergileri isminin ‘Oyun’ olmasından dolayı yanlış anlaşılır bir halde. Oyun dergilerinin amacı insanlara oyunları doğru anlatmaya çalışır.

“Hoşumuza giden yayınlar yapıyoruz”

Oyungezer dergisinin yayın politikası diğer oyun dergi ve sitelerine oranla biraz daha farklı. Dergiyi okuduğunuz zaman oyun harici birçok alanda haberler görmeniz mümkün. Örneğin, Müzik, Sinema ve Edebiyat gibi konular derginin büyük bir bölümünde yer alıyor. Bu konuya da değinen Faruk Akıncı, “Biz oyuncular farklı karakterlerde insanlarız çünkü oyunu yorumlarken farklı disiplinler ile de ilgili olmamız gerekiyor. Örneğin, bir oyunun içinde kullanılan grafiklere kadar birçok alanı incelememiz gerekiyor çünkü bu disiplinler oyun için kullanılan alanlar. Bunların dışında bizim hoşumuza giden ve okuyucumuzun etkilendiğini düşündüğümüz birçok dalda haber yapıyoruz ve bundan da gayet memnunuz. Okuyucularımızdan bize gelen geri bildirimler de bizi tatmin edecek düzeyde” ifadelerini kullandı.

Furkan Faruk Akıncı, Bosphorus Hotel Barbaros'da bulunan ofisinde
Korsan yazılımlar oyun sektörünün gelişmesini engelledi”

Oyungezer Editörü Furkan Faruk Akıncı, Türkiye’de oyun sektörünün gelişimi ile ilgili olarak; “2007 senesinden önce daha yavaş ilerleyen bir sektör vardı ve bunun bence en büyük nedenlerinden biri de korsan yazılımlardı. Bu yazılımlar oyun sektörünün gelişmesini engelledi diyebilirim. Tabii bir de orijinal yazılımların vergi yükü de fazlaydı bu da oyun geliştirici firmaların bir adım geride kalmasını sağladı.” dedi.

“Türkiye’de rekabetten bahsetmek zor”

Oyun geliştirme anlamında birbiriyle rekabet içinde olan firmaların yanı sıra medya alanında da belirli bir rekabet var. Merlin’in Kazanı, Level ve Oyungezer dergileri birbiri ile dolaylı olarak bir rekabet içerisinde. Peki bu durum oyun sektörüne olumlu anlamda yansıyor mu. Bu konuyu da değerlendiren Akıncı, “Rekabet dediğim şeye yurt dışı ölçeğinde bakmamız gerekiyor. Bu şekilde baktığımız zaman da Türkiye’de medya anlamında bir rekabetten bahsetmenin zor olduğunu görüyoruz. Tabii, Türkiye’de de belli başlı köklü internet siteleri ve dergiler ver örneğin Merlin’in Kazanı, Level ve Oyungezer gibi fakat bu tür dergi ve internet sitelerinin kemikleşmiş okuyucu kitleleri var siz ne yaparsanız yapın o okuyucu kitlesi sevdiği ya da hoşlandığı platformlara yönelirler. Özetle şundan bahsetmek gerekiyor, bir dergi ya da internet sitesi kapandığında başka bir dergi okuyucu kazanmaz. Buna şahit olduk. Genel itibariyle olaya biraz daha farklı yaklaşırsak, dergi ve internet sitelerini birbirinden ayırmak gerekiyor çünkü internet siteleri içerik anlamında dergilere oranla daha zayıf bir konumda. Dergiler hazırlanırken her sayfası özenle düzenlenir, yazılar düzenlenir ve okuyucuya hitap eden görseller daha özenle seçilir. Teoride belli bir rekabet olmamasına karşın bu tür detaylar rekabetin boyutunu belirler ve genelde de baktığımız zaman dergiler daha fazla okuyucuya hitap eder.” şeklinde konuştu.

“Türkiye’de üretilen her oyunu destekliyoruz”

Oyungezer Editörü - Furkan Faruk Akıncı
Son olarak Oyungezer dergisinin yayın politikasından bahsedelim. İlk bakışta Oyungezer dergisi daha çok yurt dışında geliştirilen oyunlar hakkında haberler yapıyor ya da yurt dışı bazlı oyuna dair haberler yayınlıyor gibi görünse de Faruk Akıncı buna karşı çıkıyor. Oyungezer Editörü Akıncı, “Ben buna pek katılmıyorum. Tabii ki, yabancı oyun firmalarının geliştirdiği oyunlar Türkiye’de daha çok tercih ediliyor fakat bu demek değildir ki biz Türkiye’de yapılan oyunlara destek vermiyoruz ya da onların sorunlarına değinmiyoruz. Türkiye’de geliştirilen her oyunu destekliyoruz ve bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz. Fakat biz de durum biraz farklı. Türkiye’de bizim dergiyi ve beni takip eden okuyucular benim Metal Gear Solid (Aksiyon-Macera türünde Video Oyunu) hastası olduğumu bilirler ve bir sonraki hafta bu oyun ile ilgili ne yazacağımı merak ederler. Bu tür parametreler de bizim yayın politikamızı elbette ki etkiliyor.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

Haber ve Fotoğraflar: Ahmet Turna